17 Kas 2007

Yoğunluğun mimarîsi


Michael Wolf, 1954'de Almanya'da doğmuş ve ABD'de büyümüş bir fotoğrafçı. Yaklaşık 10 yıldır Çin'de yaşayan Wolf, son zamanlarda kafayı toplu konutlara takmış. Zira Wolf'un şu anda yaşamakta olduğu Hong Kong'da km. kareye 6700 insan düşüyor ve haliyle bolca toplu konut bulunmakta. Wolf'un "Architecture of Density/Yoğunluğun Mimarisi" adını verdiği fotoğraf serisinin benim ilgimi çekmesi de bu yüzden. Toplu konutlara, özellikle de onların bir-örnek dış yüzeylerine hep müthiş bir büyülenme ve belli belirsiz bir şehvet duygusuyla bakmış bir insan olarak Wolf'un çalışmalarına dikkat kesilmemek olanaksızdı benim için. Ankara'nın Eryaman'ından tutun da, New York'un 'project'lerine, Doğu Berlin'in sosyalist bloklarına ya da Halkalı'nın lüks toplu konutlarına dek; hep belirgin bir hayranlık ve tiksintiyle baktım bunlara ve her zaman ilgimi çekmeyi başardılar. Kafamda içeriyle ilgili herhangi bir bağlantı da kurmuş değilim aslında, tamamen o totaliteryan dış görünüştür içimi gıcıklatan. Kendim hiç toplu konutta yaşamadım ve yaşamak da istemem ama bu Wolf'un fotoğrafları üzerine teffekkürde bulunmaya engel değil.
Ayrıca, bu da benim katkım olsun Wolf'un serisine, İstanbul Halkalı'dan bir görünüm:


3 yorum:

Hakkı Kurtuluş dedi ki...

Hay allah! Bak bu konuyu senle tartışmamışız! Bilir misin, ben de fenâ hâlde takığımdır bu yoğun, kitle mimarisine. Bunların örneklerinde İstanbul ve Lyon'da yaşadım da.

Yoğunluğun mimarisi deyince aklıma Jena şehrinin dokuz gün yaşadığım banliyösü Lobeda geliyor. 2001 yılı Eylül ayı başında Weimar'da serhoş bir ay geçirdikten sonra 2 Türk ve 1 Ekvatorlu, 1 de Leh aldığımız bursla Jena'ya kapaağı atmıştık. Kalacak yer olaraksa Rostock'un banliyölerinden sonra btün Almanya'da kilometre başına en çok Nazi'ye beşiklik eden Jena'nın "plattenbau"larla dolu banliyösü Lobeda, hattâ daha da kalitesiz toplu konutlardan oluşan Lobeda-Ost'un en ucundaki öğrenci yurtlarında yer bulabilmiştik. Orada dokuz gün geçirdik.

Daha sonra Lyon küütphânesinde keşfedeceğmim büyük fotoğrafçı Andreas Gursky de gördüm bu tutkuyu. Fotokritik.com'da da Fransa'da yaşayan bir Türk fotoğrafçının birinci sınıf işlerini görmüştü bu hususta. Bir daha bulabilirsem onların likini buraya geçeceğim.

Velhâsıl yoğunluğun mîmarisi benim de seninle paylaştığım, düpedüz sapkın bir tutku duyduğum bir konu. 20 yüzyılın bir cilvesi.

Hakkı Kurtuluş dedi ki...

Kıymetli Rehavet okurları!

Sözümü tuttum: Buyrunuz ismini bilmediğim Paris'in kuzey banliyölerinde yaşayan ve belli ki yolu Moskova'ya da düşen bu çok iyi fotoğrafçının işlerine:

http://www.fotokritik.com/kullanici/portfolyo.php?id=5413

Misal efendim, buyrunuz: http://www.fotokritik.com/284198

Adam birinci sınıf işler çıkarıyor...

Bir de Wim Wenders'in şahhhhhhanne Bronx fotoğrafları vardır tabiî. Hatırlatmış olayım.

Hakkı Kurtuluş dedi ki...

Buyrun efendim. Wenders baba'dan:

http://www.wim-wenders.com/art/images/haiku_pics/42.jpg

Bu da Depardon ustadan:

http://sz-magazin.sueddeutsche.de/fileadmin/heftpics/0706_depar1.jpg