30 Ara 2008

Yeni yıl tebriği

Yeni yıl tebriğiniz Sinsırlı El Kohen'den geliyor:

The Music Crept By Us

İdarenin dikkatine
sunmak isterim ki:
içkilere su katılmış
vestiyerdeki kız
frengiden muzdarip
ve çalan orkestra da
eski Nazi canavarlarından mürekkep

Ama bu yılbaşı gecesi,
ben de ağız kanseri olduğum için
kâğıttan külahımı
tümörlü başıma geçirip,
dans edeceğim.

Leonard Cohen


Oricinal hali:


The Music Crept By Us

I would like to remind
the management
that the drinks are watered
and the hat-check girl
has syphilis
and the band is composed
of former SS monsters

However since it is
New Year's Eve
and I have lip cancer
I will place my
paper hat on my
concussion and dance.

17 Ara 2008

Abdullah Efendi

"Hakikatte Abdullah Efendi, ömürlerinin sonuna kadar kendileri olmaktan kurtulamayan, nefislerini bir an bile unutamayan, etrafındaki havaya kendilerini en fazla bıraktıkları zamanda bile, içlerinde, tıpkı alt katta geçen bütün şeyleri merakla takip eden bir üst kat kiracısı gibi köşesinde gizli, mütecessis, gayrimemnun ve zalim ikinci bir şahsın mevcudiyetini, onun zehirli memnun tebessümünü, inkâr ve istihfaftan hoşlanan gururunu ve her an için ruhu insafsız bir muhasebeye davet edişini duyan insanlardan biriydi. Ah bu ikinci Abdullah Efendi, bu üst kat sakini... Hayır, o kiracı değil, evin asıl sahibi, efendisi, hükümranıydı. Zavallı Abdullah efendi bu sessiz seyircinin bakışları altında hayatının her lezzetinin birdenbire zehir kesildiğini bütün ömrünce görecekti. Ah, onu uyutabilseydi, bir an için o sarhoş olsaydı! O zaman bütün işler değişecek ve Abdullah bu sofrada ve hayatın bütün sofralarında yepyeni bir adam olacaktı."

Tanpınar'ın Abdullah Efendi'nin Rüyaları adlı öyküsünden.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Bütün Öyküleri, YKY, s. 22

16 Ara 2008

Amat


İhsan Oktay"i hayranlıkla takip ediyoruz, kitaplarını kutsal telakki edeceğiz kutsala inancımız olsa, o kadar. Amat’la birlikte Akdeniz’e açıldık dün, edebiyatın sularında zevkle yüzüyoruz, mavi turun en hasına biz çıkmışız sarı bir yeraltı treninin içinde seyretmemize rağmen.

Hayranlıkla, gıptayla, saygıyla ve zemberekten boşanmışçasına okuyoruz Uzun İhsan'ın romanlarını.

Not: İşten güçten uzun zaman eline kitap almayan bir arkadaş, bi şeyler önermemi istemişti edebiyata yeniden dönmek, kitapları yeniden sevebilmek için. Ne önereyim diye düşünürken, İzmir İletişim'de "Puslu Kıtalar Atlası" ilişiverdi gözüme, oracıkta aldırdım. Sonraki görüşmemizde ağzının suyu akıyordu, hemen koşmuş "Kitab-ül Hiyel"i almaya. Böyle de tılsımı var işte Uzun İhsan romanlarının. Bostanlı'daki evinden daha uzun yıllar bildirsin isterim.